21 Ocak 2012 Cumartesi

63 Alemlerin sultanına naçizane hediyemdir..



63


Sen daha yoktun , onun yanındaydın alem senindi.
Filin üzerine yağan taş değil , rabbin sana sevgisiydi.

Ne doğun ki sanki alem bir kelebekten doğuyordu.
Putlar yüz üstü , bin yıllık ateşi tek nefeste sustu.

Doğar doğmaz secdeye kapandı. Alem nura gark,
Geceler artık hükümsüz , başladı sonu gelmez tek.

Yahudi ahalide başladı ciğer yakan acı bir telaş,
Şarkı sallayan , peygamberlik gitti diyen haykırış.

Onu alan süt ana rahmete , berekete doydu.
Yaratılış sebebi sultan-ı nebi sebeb-i rahmet oydu.

Başında taç olma sevdalısı o ulu bulut,
Ve kalbi şak edildi, şeytan nasibi unut.

Yetim doğmuştu , şimdi de oldu sahipsiz öksüz,
Rab istedi kalmasın kul hakkı biz onu koruruz.

Onu koruyan bir tek dede ve amcası vardı.
Kimse bilmese de tüm meleklerin gözü ondaydı.

Koca kervan Şam civarına varıyor.
Rahip bahiyra nur kaynağını görüyor.

Bu evladı iyi saklayın yahudiler duymasın.
Onu korur Allah ona şerli el ulaşmasın.

Büyük ve temiz hatice eyledi teklif ne mutlu,
Yolladı haberi , alır mı beni , iki cihan nur doldu.

Koca siyah taş cennetten inmiş dünyaya,
Ve o mübarek eller koydu onu yuvasına.

Yıllar yılı gidip gelinen vahdet evi o yüce dağ,
Canlı cansız tüm alem bekliyor hele ki o dağ.

Bir anda zaman durdu ve haykırdı ikra,
Resul söyledi ama ben bilmem okuma.

Sıktı ve bıraktı resulü cibril yine haşyetle tekrarladı.
Yaratan rabbin adıyla oku , o seni kan pırtısından yarattı.

Eve dönüşte dağ taş resule selam vermekte,
Korkulu gözlerle o çevresini izlemekte.

Hane halkına emreyledi , örtünüz beni ,
Hatice-tül kübra , müjde müjde sana dedi.

İlk iman heykeli o kutlu yüce kadın.
Ve ebu bekir yıkılmaz imanlı insan.

Kapıları omuzlayan hayber fatihi , büyük kişi,
İman eden çocuk ilim beldesinin kapısı ali.

Bir fısıltı , bir samyeli ile yayıldı davet.
Hak geldi , zail oldu batıl , bizlere selamet.

Adalet burcu hattab oğlu ömer artık müslüman,
Haykıdrı kabede müslümanım var mı itirazı olan.

Kureyşliler geldi söylediler geç davandan ol reisimiz, sultanımız.
Resul söyledi bir elime ayı bir elime güneşi verseniz istemez.

Emir geldi habeş iline hicret vakti geldi çattı.
Adaletli necaşi islam ve müminleri kucakladı.

O gece önce varıldı mescid-i aksaya ,
Burak ile yükseldi kat kat arş-ı alaya.

Her katta bir peygamber aldı selamını,
Kıldırdı onlara alemin en güzel namazını.

Ve gelindi o safhaya , bir adım ötesi yakıcı aşk.
Cibril söyledi burası sidret-ül münteha ötesi yok.

Duyulunca olay müşrikler hemen inkar etti hemen etti alay.
Söylediler sıddık-ı ekbere , o söylediyse doğru ,ona kolay.

Ve geldi emir istikamet şehr-i nebeviye,
Ali yatakta ölüm tercih yaşam yerine.

Bir mağara adı sevr , sığındı resul oraya,
Örümce ördü ağ , kuşlar kurdu yuva.

Sıddık-ı ekber kapadı delikleri o rahat uyusun,
Ve aldı sırrı ulaşılmaz yüce başın kapısının.

Bedir , aleme vahdet sancağı o ulu yer,
Oraya ayak basan müslüman daha ne diler.

Yıllar sonrası sevilen ve seven uhud saklıyor onu,
Saklıyor içinde peygamber amcası kesilmiş burnu,

Savunuldu kazılıp da hendekler Medine de,
Savuşturuldu bir rüzgarla düşman hak ile.

Hayber  yahudi ili , sığınmışlar sur ardına,
Sancak alide , zafer onda , dağ dayanmaz ona.

Varıldı doğduğu şehre , düştü şehir dilediler aman,
O aşıktı Medineye üzülmeden ensar döndü hemen.

Seferden dönerken at üstünde Ashab-ı güzine buyurdu.
Bu küçük cihaddı, asıl büyük kendi başımıza yapılıyordu.

O isteyince ay ikiye ayrılır su akar parmaklardan,
O istesin gökyüzü iner ayak altına , melekler iner arştan.

Çevresi saf saf sahabe , aslan yeleli altın yürekliler,
Gözleri hep önde hiç dik bakmaya cesaret edemediler.

Ehl-i beytin anası zarif , ince fatıma,
Güzellik ve müminlik timsali aile ana.

Hasan ve hüseyin resulün iki nurdan gülü,
Şehitlerin başı , cennet gençleri aşk sümbülü.

Sordular aişe anamıza resulün ahlakı nasıl anlatırsınız,
Bildirdi onun ahlakı kur'an siz hiç kuran okumaz mısınız.

Vakit geldi çattı, veda haccı için,
Binlerce sahabe ağladı için için.

Nice seferler yapıldı , rahmet dağıldı çöle,
Nur indi bir kere sonu gelmez geceye.

Ona sunulan nice saltanatı geri tepti,
O dünyayı değil ebediyeti seçti.

Çevresi doldu nur heykeli yiğit arslan,
Ebu bekir ,ömer, osman, ali onlarda insan.

Vaad edildi ümmete kisra sarayı , konstantiniye,
O yattı hasırda , başı gece secdede gönlü rabbiyle.

Kimi vakit oldu açlıktan başladı karnına taş.
Ne vakit dünya için kızdı , ne de döktü yaş.

Ağzından dökülen sadece haktır hak oldu.
Onla olmak iman , onsuz olan helak oldu.

Şefkat , rikkat , hayada en önde giderdi.
Varını yoğunu müminlere sadaka ederdi.

Nice resul gönderildi şu aleme lakin hepsi mahalli,
Yalnız o bu cihana rahmet ve merhametti içindi.

Tevrat , zebur , ve incil hep ondan bahsettiler,
Yahudi , nasrani biç bir vakit onu idrak edemediler.

Onun şeytanı bile imana geldi , ne ala , ne ala,
Bazı insanlar onu yalanladı , onlar hayvandan aşağıda.

Ne anmaktan yoruldu , ne anlatmaktan ashab-ı güzini,
O işte bizlerin ve her şeyin güzel yaratılış sebebi.

Gözünde dünya sadece bir toz zerresi kadar ,
Onun için Allah var ötesi için ne kar ne zarar.

Gün geldi sordular ona , ölüm mü , yaşam mı ?
Buyurdu ki görevimi tamamladım dönüş zamanı.

Vakit yaklaşın da nur kızı göz yaşına boğuldu.
Bana ilk sen ulaşacaksın deyince mutluluktan uçtu.

Son nefesi verince şeytanın sesi geldi.
Onu yıkamayın o temizdir diye nida etti.

Akabinde cibril hak olan adına dedi yıkayın,
Onu hakkıyla sahibine hazırlayıp yollayın.

Ardından ömer haykırdı , o ölmedi göktedir.
Öldü diyenin keserim kafasını o dönecektir.

Sıddık-ı ekber hiddetle çıktı ve nida etti.
Kim ona tapıyorsa o ölmüştür , o gitti.

Lakin kim Allaha tapıyorsa bilsin,
Allah hayydır , Layemuttur işitilsin.

Ardından sıra ile geldi , ebu bekir , osman , ömer,
Ali ve torunlarıda yanına şehadetle beraber gittiler.

Ayrılalı nice yıl geçti sanmayın, o burada, terk etmedi asla,
Dün bedirde , bu gün Çanakkale’de yarın kevser havuzunda...


Alemlere rahmet efendimizin kutlu doğumuna naçiz hediyemdir.... 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder